12 Kasım 2010 Cuma

KISKANMAK ÜZERİNE

Adına, kapak resmine ve üzerindeki “Latin Dünyası’nın en çok satan yazarlarından” ibaresine aldanıp tam bir plaj kitabı olduğunu düşünerek almıştım: YOLA SENSİZ DEVAM ETMEK. Terkedilen kadın romanı işte!!! Bir Marquez romanı beklemiyordum elbette, pembe dizilerden hallice bir roman arayışındaydım. Yanılmışım. Üç çocuk ve üç yetişkin olarak gittiğimiz tatilde, gece yarılarına kadar süren sohbetler bitse, herkes yatsa, ben de payıma düşen salondaki çekyatı açsam ve kitabı okusam diye sabırsızlanır oldum.

Yola Sensiz Devam Etmek, iyi bir roman sayılmaz, ancak ilişkiler üzerine çok doyurucu metinlerden oluşan bir kitap. Baş kahraman bir terapist. Danışanları ona genellikle sorunlu ilişkileri için geliyorlar. Onun ise düzenli bir aile hayatı var. Amma velakin bir gün kocasının ihanetini öğreniyor. Ve kendisini bir anda danışanlarının koltuğunda buluyor. Kitapta ilişkiler üzerine bir çok metin var: evlilik ilişkisinin bittiğini kabullenmek, çocuklarıyla ilişkileri, yeni aşklar, oğlunun kız arkadaşından ayrılması derken, bize bütün bu metinler başkahramanımız olan terapistin danışanlarıyla, asistanıyla, kendi terapistiyle konuşmaları ve bir dergiye yazdığı, bir gün kitap haline getirmeyi planladığı yazılarıyla veriliyor.

Kitaptan bir çok bölümü bir kaç kez okudum. En çok okuduğum bölüm ise kıskançlık ile ilgili olan bir bölüm (sf.197).

“Her çiftte boşluklar vardır ve bu normaldir. İlişki herkesin her ihtiyacını karşılayamaz. Her zaman birinin dışarıda araması gereken bir şey vardır, bunun anormal ya da kaygı verici olması gerekmez. Sınırlı varlıklarız, eşimiz için her şey olamayız. Bu durum çoğunlukla kendi güvensizliğimizi uyandırır. Bizden daha yeterli, daha bütün, daha tatminkar biriyle karşılaşması korkusu ortaya çıkar.

Buradan, o kişiyi bulduğu kuşkusuna sadece bir adım vardır; küçük bir jest, tek bir sözcük.

Sonra da sanki bu çözümmüş gibi ihtihyaç duymaya, istemeye, gözünü üstümüzden ayırmamasını talep etmeye başlarız. “Tüm yaşamı olduğumuzu” göstermesini isteriz. En önemli olmak da yetmez, kıskançlık gözümüzü kör ettiği için “biricik önemli şey” olmayı isteriz."

Eşimi kıskanmadığıma bir türlü inanmayan, evliliğimizin yoluna girmesi için en azından kıskanıyor numarası yapmam konusunda ısrar eden çok sevdiğim eski kayınvalidemle de, kıskançlığın aslında kişinin kendi zayıflığı olduğu konusunda belki bir gün anlaşırız.

Her tür ilişki konusunda biraz düşünmek isteyenlere bu kitabı tavsiye ederim. Özellikle kitabın roman kurgusunun ana teması olan sadakatsizliğin nasıl ortaya çıktığı sizi de sanıyorum şaşırtacak.

Bu da kitabın tanıtımından bir alıntı: “Her gece güneş olmadığı için ağlarsan, gözyaşların yıldızlardan zevk almanı engeller.”- Rabindranath Tagore

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder