5 Haziran 2016 Pazar



Az kay öteye Yer aç bana yaşamının koynunda Kıvrılır yatarım bir köşede Gecelerin ıslığı yalnızlığımı çağırırken Her seher vakti zamana karşı çaresizliğimi bağırırken Az kay öteye Korkumdan kaçıp sığınayım sana Ve güveni çekeyim ciğerlerime, saçlarında aldığım her nefesimde Söz çok kalmam Isıtmam yanını Nice yolculara han Nice yoldaşlara yön olsun. Razı olmasam da bırakırım yine Çare arayan bir çok ruha Az kay öteye Yaşamının kollarında solukla beni Sonra söz bırakacağım yerimi.
bazı kadınlar rüzgar gibidirler, yel değirmenlerini hiç uyandırmadan geçip giderler başucumuzdan, suyun yüzüne dokunur gibi sadece geçerken arkalarında dalgalar bırakıyorlar, birde eteklerine dolanan hüzünlü gün batımlarını saymazsak hiç bir aşka sanık olmuyorlar, sadece tanıklık ederler soytarılığımıza hiç konuşmadan, öylece sessiz. öylece vakur ve yalnızlar hep, dokunsan kirlenir avuçları, dokunsan kirlenir dilleri, dokunsan ruhları ağlar. yeni bir çağın tesellisi gibi hep koşuyorlar, koşarken arkalarında bıraktıkları izlerin hesabını yapmadan. arkalarında düşük yapan acıları düşünmeden ve yarım bıraktıkları şiirleri emzirmeden çekip gidiyorlar, hiç bir şehre sığınmadan, hiç bir atlasa ait olmadan, tek vatanları vatansızlıklarıdır, kalpleri kırılmış denizlere yürüyorlar, yosun kokuyor saçları, martı seslerini örtüyorlar üzerlerine, ve dudak kıyılarında maviyi büyütüyorlar yasak isimleri ezberler gibi, telaşsız yürüyorlar ve yalnız...

- Diljin Kowexi



Bir gün bir yabancı çıkagelir;
"Merhaba" der sana.
Durursun.
Anlam veremezsin
Alırsın derinliklerine selamını
Ve susarsın.
O da toplar tüm merhabalarını gider.
Ardından ağlarsın
Gözyaşlarını duyar döner
Ve anlatır.
Kanarsın.
Anlattığının içinde kaybolursun.
Sonra bir şiir bırakır sana
Benle değil onunla konuş der.
Ve konuşursun günlerce.
Sessiz, suskın.
Ve bir kıvılcım çakar,
Ve bir çağlayan büyür rahminde.
Dolup taşar içinden.
Gözlerinden,
Saçlarından,
Sözlerinden,
Ellerinden.
Yaşam durur
Rüya biter.
Ve gerçek düş doğar
O bozulan düzenlerden.
Ve o düşün içinde sonsuzluğa tutunur
Yükselir, yükselir, yükselirsin.
Günün kirinden uzak.
Gündüzleri martılarla,
Geceleri yıldızlarla
gönderirsin
İçinde yanıp tutuşanı
Ve gönlünün en derinliklerinden
Her ruh için dilersin
Rahimlerde doğan
AŞKı.

18 Mart 2016 Cuma

NEDEN ÖNCE MÜZİK SUSAR?

Neden önce müzik susuyor? Anlamıyorum. Televizyonu, özellikle açıyorum ve her türlü eğlence programı devam dizi devam ... Ama müzik sussun, aman konserler iptal olsun. Neden? Bir kişi mantıklı bir açıklama yapsın bana ne olur, anlamıyorum. Müzik eğlenceli bir şey mi? Vur patlasın çal oynasın eller havaya mı? Bu mu? Hepimiz derin üzüntüler ve evet korkular içindeyiz. Ama korkuyla nereye kadar yaşanır? Korkarak ne kadar adım atarsın yada korkarak attığın adım seni nereye götürür? 
Peki müzik sussun, konserlerde iptal peki tamam. Ama dizi de çekilmesin, yemek yemek için dışarıya çıkmayalım restoranlar kapansın, hatta sen de işe gitme. Radyo kanalları kapansın televizyon ekranları kararsın. Neden bu ayrım?
Müziğin tedavi edici gücünü, müziğin birleştiren gücünü unutuyoruz sanırım. Unutuyorlar. Unutturuyorlar. 
Bırakın insanlar şarkı söylesin dinlesin dinletsin! Yarının garanti değil hiç olmazsa bir gün daha yüzün gülsün...