5 Haziran 2016 Pazar

bazı kadınlar rüzgar gibidirler, yel değirmenlerini hiç uyandırmadan geçip giderler başucumuzdan, suyun yüzüne dokunur gibi sadece geçerken arkalarında dalgalar bırakıyorlar, birde eteklerine dolanan hüzünlü gün batımlarını saymazsak hiç bir aşka sanık olmuyorlar, sadece tanıklık ederler soytarılığımıza hiç konuşmadan, öylece sessiz. öylece vakur ve yalnızlar hep, dokunsan kirlenir avuçları, dokunsan kirlenir dilleri, dokunsan ruhları ağlar. yeni bir çağın tesellisi gibi hep koşuyorlar, koşarken arkalarında bıraktıkları izlerin hesabını yapmadan. arkalarında düşük yapan acıları düşünmeden ve yarım bıraktıkları şiirleri emzirmeden çekip gidiyorlar, hiç bir şehre sığınmadan, hiç bir atlasa ait olmadan, tek vatanları vatansızlıklarıdır, kalpleri kırılmış denizlere yürüyorlar, yosun kokuyor saçları, martı seslerini örtüyorlar üzerlerine, ve dudak kıyılarında maviyi büyütüyorlar yasak isimleri ezberler gibi, telaşsız yürüyorlar ve yalnız...

- Diljin Kowexi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder