Aralık
ayı benim en sevdiğim ay. Benim için bol kutlamalı bir ay diyebilirim. Benim
yaşgünüm, eşimin yaşgünü, yılbaşı derken bir de bakarım sene bitmiş.
Astrolojiye
inanır mısınız bilmiyorum ama ben Yay kadınıyım ve enerjisine bayılıyorumJ Yay’ı Jupiter gezegeni yani güneş sisteminin en büyük gezegeni
yönetir.
Yayın
ilgi alanı yüksek öğrenim, dünyayı gezmek, maneviyat, öğretme, yazma, yüksek
bilinç, hakikat, ilim, macera ve keşiftir.
İşte
içten gelen maneviyat, hakikat, yüksek bilinç ve keşfetme dürtüsü hep beni geliştirmeye yöneltiyor.
Aralık
ayında doğmuş ünlü kişilere bakınca karşıma Eleanor Porter, Polyanna kitabının
yazarı çıktı. Yani bir yay kadını. Zaten Polyanna’yı da başka bir enerjiye
sahip bir kişi de yazamazdı sanırım.
Yay
nasıl bilinir; hayalperest, pozitif olarak bilinir değil mi?
Hayal
kurmak bence çok güzel bir özellik. 3 yaşındaki oğlumla oyun oynarken hayretler
içerisinde onu dinliyorum. Ne geniş bir hayal dünyası var diyor ve yüzümde her
seferinde bir gülümseme oluşuyor.
Hayal
kurmayı hiç bırakmayalım. Albert Einstein bile “Hayal kurmak bilgiden daha
önemlidir” demiştir.
Ancak
hayal kurarken hayallere kapılıp gerçekleri görmemezlikten gelmeyelim.
Ayaklarımız toprağa sıkı sıkı bassın. Bir ağaç gibi köklerimiz toprağa
bağlansın. Anda kalıp şimdiki zaman ve gelecekteki olasılıklar bize hayatta güç
versin, ilerletsin ve mutluluğumuzu arttırsın.
Aralık
ayında yılbaşına yaklaşırken koca bir seneyi gözümüzden geçiririz. Hatta
gelecek seneyle de ilgili planlar yaparız. İşte burada bize Yay burcunun
enerjisi destek verir.
Hedefler
belirleriz, niyetler ederiz, ileriye doğru yol almak dürtüsü oluşur. Yayımızı
germeye başlarız. İşte bu germe esnasında ayaklarımızı yere sıkı sıkı basmayı,
odaklanmayı unutmayalım.
Hedefler
belirlerken bu hedeflerin bize, vücudumuza nasıl hissettirdiği çok önemli.
Gelişmemiz
için alışık olduğumuz, konfor alanımızdan çıkmamız gerekir belki de. İşte bu
bize korku verebilir. Acaba burada bizi korkutan nedir? Eski yaşadıklarımızdan
kaynaklanan eski korkularımız mı? Bilinmemezlik korkusu mu? Yoksa hata yapma
korkusu mu? ...
Hadi
gelin birlikte şöyle bir hayatımıza bakalım ve niyetlerde bulunalım.
- Değişim için istekli olalım.
- Kendimizle ilgili kendimize bile itiraf edemediklerimizi kabul edelim.
- Bu süreçte kendimize nazik davranalım.
- İçimizdeki çocuğu hırpalamayalım.
- Kritize edip yargılamayalım kendimizi.
- Değerli olduğumuzu kendimize hatırlatalım.
- Derin uzun nefesler alıp, yavaşlayalım, rahatlayalım.
- Geçmişte yaşananları yaşamış olmamız bizi şu anda öğrenmeye ve gelişmeye açıyor.
- Hedeflerimizi bu doğru bu yanlış olarak değil, bu hedefler beni huzurlu ve özgür hissettiriyor olarak belirleyelim.
- Ruhumuzun sesine güvenelim.
- Huzura ve sevgiye bir şans verelim.
- Korkularımızı bırakıp sevgiye açalım kalbimizi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder