23 Şubat 2011 Çarşamba

5inci Viteste Hayat

Bugün kendimle ilgili yeni bir şey farkettim, daha doğrusu eski bir yönümle yeni yüzleştim:

Sonuca odaklandığım ve aksiyonda olduğum zamanlarda (birçok liderlik teorilerinde ortak özellik olan) SAVAŞÇI kimliğime bürünüyorum (buraya kadar anormal bir durum olmayabilir). Ancak hedefle ilgili süre azaldıkça, bu "sürekli eylem" durumunda olmak, yapılacaklar listesiyle yaşamak, zamanı dakikası dakikasına verimli kılmaya çalışmak ve mükemmel bir sonuç için insanüstü bir çabaya girmek beni ben olmaktan çıkarıyor. Mekanikleşiyorum. Katılaşıyorum. Uzaklaşıyorum.

Yazdığım e-maillerin tınısından, yüzümdeki ifadeye; giydiğim kıyafetlerin renginden, saçım ve makyajımdaki özene kadar değişiyorum - olumsuz yönde. Uykuda geçirdiğim zaman günde ortalama 4 saate inerken, araba kullandığım anları bile bir yandan işle ilgili telefon görüşmelerimi yaparak son derece verimli hale getirdiğime inandırıyorum kendimi. Haftada en iyi ihtimal 2 günümü ayırabildiğim sabah yürüyüşlerimde bile partnerimle ya da kimse yoksa telefonumun diğer ucundaki kişiyle de bir sürü şeyi aradan çıkarmaya kalkıyorum. Vücudum bitkin düşerken zihnim ağırlaşıyor, enerjim tükeniyor ve ben bu mesajları bir şekilde alamıyorum.

Sonra 8 yaşımdaki kızım gelip bana "Anne seni bu aralar gergin görüyorum, yine yoga yapsana" diyor. Ve bana öyle bir ders veriyor ki dünyalara bedel: Dengeni kaybettin! Zihin, beden, ruh bütünlüğünü koru! Ne yapıyorsan ya da yapmıyorsan buna son ver, sana yaramıyor!

Hep 5. viteste gidemeyiz ya? 5te kalsak yine bir derece...sürekli ivmelenen bir hızda...Nereye kadar? Hangi duvara toslayıp neremize hasar verene kadar? Ya çevremizdekiler? Biz hedefe kilitlenmiş tozu dumana katarak giderken onlar da nasiplerini alıyorlar. Sonra içlerinden bir bilge çıkıp sana "Aşırı hız öldürür" diyor...ve sana öyle bir ayna tutuyor ki baktığında kendini değil dönüştüğün bambaşka bir yaratığı görüyorsun...ve ani bir fren yapıp duruyorsun...kendine geliyorsun...ve şükrediyorsun: Allah'a, ulağına ve mesajı anlayabilmiş olduğuna...
Sevgiyle kalın...
ama gerçekten sadece kalın....



1 yorum: