8 Haziran 2011 Çarşamba

10 "ANNE" YAŞIMDAYIM

Son bir haftasını neredeyse sürekli ağlayarak ve mızmızlanarak geçirmiştim hamileliğimin. Endişe değildi hissettiğim; merak, beklemenin verdiği sıkıntı ve sabırsızlıktı hissettiklerimin nedeni. “Nereden anlayacağım geleceğini?” diyordum, “Ben nerede olacağım o gelmek istediğinde?”... Nerede olabilirdim ki, elbette seninle beraber olacaktım, sana en yakında ben olacaktım. “İçinde kalmayacak ki, nasıl olsa çıkacak” diyordu baban. Yüzünden çok ayaklarını merak ettiğim bebeğim, 10 yıl önce bu akşam gelmeye karar verdin. Sabaha kadar debelendin, debelendin...üç kişi beraber debelendik. Ertesi sabah, daha seni kollarıma almadan, biraz sonra seni görecek olmanın heyecanıyla, ameliyathane çıkışında hüngür hüngür ağlıyordum.

Geçtiğimiz 10 yılda bir çok kez yeniden içime sokmak istedim seni...kimi zaman sevgiden, kimi zaman yılgınlıktan. Ne olursa olsun sana her bakışımda içimden bir parça oynadı yerinden. Senin bana her bakışında ise içim parçalandı her yerinden, kimi zaman içime sığmayan sevginden kimi zaman vicdan azabından.

Ben hayatta en çok anne olmakla öğrendim, en çok anne olmakla büyüdüm. Senin bana bakışında, bana gülüşünde gördüm kendimi en düz aynalarda. Bana söylediğin hecelerde, sözcüklerde duydum kendi sözlerimi. Bana sarıldığında hissettim tenimi. En çok sen acıtabildin canımı ama en çok da sen geçirdin canımın acısını. En çok sen öğrettin bana zamanın anlamını, değerini; her gün öğrendiklerinle öğrendim ben de, her gün yapabildiğin yeni şeylerde farkettim insanın neleri yapabildiğini. Sen adım attığında farkettim yürüyebildiğimi, sen cümle kurduğunda farkettim konuşabildiğimi, sen okumayı söktüğünde farkettim benim aslında herşeyi okuyabildiğimi. Sen arkadaşlar edindikçe farkettim arkadaşlarımı benim için ne ifade ettiğini, sen seçimlerini yaptıkça farkettim ben kendimin nelerden hoşlandığımı....

Senden bütün gördüklerim her zaman mutlu edemedi beni. Sen attıkça o şen kahkahanı, ben farkettim artık artık hesapsızca gülemediğimi. Kıskandım senin kahkahanı ama senin gibi kahkaha atamadım yine de. Büyüdükçe senin de kahkahalarının azaldığını gördüm üzülerek. Her duyduğumda ise, “hala aynı şekilde gülebiliyor işte” diye sevindim. Senin kahkahaların sayesinde öğrendim karşımdaki insanın samimi olup olmadığını ayırt edebilmeyi.

En önemlisi, sonunda ben de öğrendim kimseyi sahiplenemeyeceğimi; özgür bırakmanın ve özgür kalmanın sevgiyi beslediğini. Yanyana olmayınca, dipdibe durmayınca sevginin büyüyebildiğini.

Yarın sabah sevgili oğlum, 10 yaşını dolduruyorsun. Ben de seninle birlikte kendi 10 yaşımı kutluyorum, bir kadın, bir insan, bir evlat, bir arkadaş, bir yetişkin olarak 10 “anne”yaşımı.

Nice 10 yaşlarımıza...iyi ki doğdun, iyi ki beraber doğduk...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder